Server Yaşam Vakfı

Güncel Haberler

 Allah (cc) Yolunda Sarfetmek 07.05.2021
Paylaş :

 Allah (cc) Yolunda Sarfetmek

 

Ayetler:

Bakara Suresi 3. Ayet

3. O (takvâ sahibi) kimseler ki, gayba[5] (Allah’a, meleklere, âhirete, vahye, Allah’ın takdirine) inanırlar, namazı dosdoğru/gereğine uygun kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de (gereken yerlere Allah için) verirler.

Bakara Suresi 261 ve 262. Ayetler

261. Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin durumu, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tek (tohum) tane(si)nin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah ‘rahmet ve ihsanı bol olan’ ve (her şeyi) bilendir.

262. Allah yolunda mallarını harcayıp da, (harcadıkları şeyin) ardından başa kakıp, gönül kırmayanların (verdiklerini hiç hissettirmeyenlerin) mükâfatları Rableri katındadır. Onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

Bakara Suresi 267. Ayet

267. Ey iman edenler! (Helal olarak) kazandıklarınızın ve sizin için yerden (bitirip) çıkardığımız ürünlerin iyi (ve temiz)lerinden ‘Allah için sarfedin’ (zekât ve sadaka verin), kendinizin, gönül rızası ile değil, ancak gözünüzü kapatıp alabileceğiniz kötü şeyleri vermeye kalkışmayın. Bilin ki Allah zengindir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur) ve övülmeye lâyık olandır.

Bakara Suresi 274. Ayet

274. Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık (Allah yolunda hayra, hayır işlerine) harcayanlar var ya, işte onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

Al-i İmran Suresi 92. Ayet

92. Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) sadaka vermedikçe asla ‘iyi’ye (hayra, takvâya, Allah’ın rızasına) erişemezsiniz. Her ne sarfederseniz, şüphesiz Allah onu hakkıyla bilen (ve onun mükâfatını veren)dir.

Ali-i İmran Suresi 133. ve 134. Ayetler

133. Rabbinizin bağışlamasına (nâil olmaya) ve takvâ sahipleri için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun. [bk. 57/21]

134. O (takvâ sahibi) olanlar, bollukta ve darlıkta (Allah rızası için) sarfederler, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik yapan (ve güzel davranan)ları sever.

Hadid Suresi 7. Ayet

7. Allah’a ve Resûlü’ne inanın, sizi üzerinde tasarrufuna/harcamasına vekil kıldığı (maddî) şeylerden (Allah uğrunda) harcayın. Sizden iman edip de (Allah için) harcayanlar var ya! Onlar için büyük bir mükâfat vardır.

***

Hadisler:

“Âdemoğlu, ‘malım, malım’ der. Ey âdemoğlu, senin yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin ve sadaka verip önceden âhirete gönderdiğin dışında malın mı var?”

Müslim, Zühd, 3.

“Ey Âdemoğlu! İnfak et ki, sana da infak edilsin!”

Müslim, Zekât, 11.

Enes b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre; Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş:

"Hiçbir müslüman yoktur ki Allah yolunda malından iki çift infak etsin de cennet ona 'gel, gel' diye seslenmesin, davet etmesin."

Buhârî (Zekât 10, Rikak 31, Tevhid 36) ve Müslim’in (Zekât 97) Adî İbni Hâtim’den bir rivayetlerinde, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah, sizin her biriniz ile tercümansız konuşacaktır. Kişi sağ tarafına bakacak, Ahiret’e gönderdiklerinden başka bir şey göremeyecektir. Soluna bakacak, Ahiret’e gönderdiklerinden başka bir şey göremeyecektir. Önüne bakacak, karşısında cehennemden başka bir şey göremeyecektir. O halde artık bir hurmanın yarısı ile de olsa, kendinizi cehennem ateşinden koruyun. Bunu da bulamayan, güzel bir söz ile kendisini korusun.”

Mahmud Es’ad Coşan (R. Aleyh):

Mü'min kullar cömerttir. Müttakî kullar cömerttir, iyilikseverdir. Elindeki zenginliği, imkânları başkalarına ikram eder, Allah'ın rızasını kazanır.

Biliyorsunuz, hadis-i kudsîlerde geçiyor. Benim de çok hoşuma gider o rivâyetleri okudukça neşelenirim. Peygamber Efendimiz bildiriyor:

Yarın rûz-ı mahşerde Allah-u Teàlâ Hazretleri bir kuluna diyecekmiş ki:

"--Ben hastalandım, beni ziyaret etmedin!"

"--Tövbe yâ Rabbi! Sen âlemlerin Rabbisin, hastalanmazsın. Bu sözün mânâsı ne acaba?" diye soracakmış kul.

"--Benim sevdiğim bir kul hastalandı, sen onu ziyarete gitmedin. Eğer ziyarete gitseydin, sanki beni ziyaret etmiş gibi sevap kazanacaktın."

Bunun gibi:

"--Acıktım doyurmadın. Yâni bir fakir geldi, aç; onu doyursaydın beni doyurmuş gibi büyük mükâfat alacaktın." diye bildirmiş.

Demek ki Allah, kul sevindirmeyi çok sevdiğinden böyle anlatıyor. Böyle anlatıyor, böyle taltif ediyor iyilik yapanları. İyilik yapmaya vesileler arayalım ve ayetin burasından dersimizi alalım; bayram gününde tanıdıklarımıza, dostlarımıza ziyarete gittiğiniz zaman böyle güzel paketlerle, hediyelerle ikramlar, infaklar, hayırlar, sadakalar, bağışlar, hediyeler verelim! Çünkü: (Tehâdev tehabbû) "Hediyeleşin, hediyeden dolayı arada muhabbetler kuvvetlenir." buyruluyor.

***

Tûbâ li-men zelle fî nefsihî min gayrı menkasatin ve tavâdaa lillahi min gayri meskenetin ve enfaka mâlen cemeahû min gayri ma'siyetin.

Efendimiz yine devam ederek çok ibret alacağımız sözler ifade buyuruyor;

"Ne mutlu yine.."

Tûbâ, "ne mutlu, ne hoş, ne iyi ne mutlu mânasına."

Tûbâ li-men zelle fî nefsihî min gayrı menkasatin. "Kendisinde bir noksanlık, kusur olmadığı halde kendi nefsinde kendini küçülten, nefsini horlayana ne mutlu." Ve tavâdaa lillahi min gayri meskenetin. "Miskinlik durumuna düşmeden, öyle bir durumu olmadan mütevazı olana, Allah için tevazu gösterene ne mutlu." Ve enfaka mâlen cemeahû. "Ve toplamış olduğu, kazanmış ve kesbetmiş olduğu maldan…" min gayri ma'siyetin "günaha değil hayra malını infak edene, harcayana ne mutlu!"

***

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurdular ki;

"Sizden hanginiz mirasçısının malını kendi malından daha çok sevmekte?"

Tabii böyle bir soru sorulunca anlayamıyorlar. Diyorlar ki; "Yâ Resûlallah! Hepimiz kendi malımızı daha çok severiz. Daha çok koruruz, kollarız. Kendi malımızı daha çok severiz, mirasçınınkiyle ilgilenmeyiz."

Önce can!

"Önce kendi malımıza bakarız, bu sözü anlayamadık…" demek istiyorlar. Diyor ki;

"Hayır öyle değil! Siz umumiyetle mirasçının malını daha çok seversiniz!"

Kendi malınızı sevmezsiniz, demek istiyor.

"Nasıl?" diyorlar. Diyor ki;

"Senin infak edip sadaka verip tasadduk edip hayatında hayr u hasenât yaptığın senin malındır."

O parayı sarf ettin mi o senin oldu. Çünkü sevabını kazandın, senin defterine işlendi, bitti.

Beklettiğin, depo ettiğin, kasada, sandıkta, bankada, hesapta kitapta sakladığın mirasçıya kalmayacak mı?

Harcamıyorsun, hayır yapmıyorsun; mirasçıya kalacak! Demek ki sen mirasçının malını daha çok seviyorsun.

***

Resûlullah; "Vallahi tasadduktan, infaktan mal azalmaz!" diyor, yemin ediyor. Ben etmiyorum, Resûlullah yemin ederek söylüyor. Okuyunca benim çok dikkatimi çekti: "Vallahi tasadduk etmekten, infak etmekten mal azalmaz!" diyor. Biraz cömert olalım. Vermeyi öğrenelim.